Advertisement

BİR ZAMANLAR TOPLUM İÇİNDİ, ARTIK KENDİM İÇİN…

BİR ZAMANLAR TOPLUM İÇİNDİ, ARTIK KENDİM İÇİN…

Ülkemizde para sporcuların sayısı hergeçen gün artıyor. Sadece büyükşehirlerde değil, her bölgeden yeni spor kulüpleri ve yeni sporcu isimleri duyuyoruz. Bu ülke sporu için çok önemli bir gelişme. Bu ülke insanının refah düzeyini iyi yönettiğini gösterir. Tabi sayıların yükselmesi, açılan spor alanlarınının, nitelikli eğitimcilerin önemini ön plana çıkarıyor.. Bugünün sporcularını , dünün sporcularının eğittiği bir dönemi yaşamaya başladık. Aktif sporculuk kariyerini noktalayan birçok isim, yeni sporcular yetiştirmek için sahaya inmiş. Ve bu ülkemizin para (engelli) sporcunun ve sporcusunun gelişimi ve çoğalması adına önemli bir döngü.

Her engel grubuna dair konuşmak doğru olmayabilir ancak özellikle bedensel engelliler ve işitme engelliler spor federasyonlarındaki antrenör-sporcu reaksiyonları çok olumlu. Yeni ekol çok sağlıklı yetişiyor. Eski sporcuların bir kısmı sarmalın içinde.

…….

Kişisel tecrübelerim şunu söylüyor “Elde edilen başarı ve mücadele hikayeleri ,, önceleri diğer engelli bireylerin yön bulması adına önemliydi. Önemsenen yaşamlar anlatılıyordu. Diğer kardeşlerimiz önemseniyordu. Bu dönem bir kısım sporcu ,  sadece kişisel başarısından bahsedilmesini önemsiyor. Tabiri caizse ‘Temcit Pilavı’ gibi çevrip çevirip yaşam ve başarı hikayesini anlatmayı istemiyorlar. “

Bu düşüncelerim yükleyeceğiniz anlam, nereden baktığınızla da orantılı.

Bir bakış açısı ; Evet sen birşeyler başardın,,, zordu, sıradan bir mücadele değildi, herkesin yükleneceği bir yük değildi… Farklıydın , başarılı olmalıydın ve sen bunu diğer engelli kardeşlerin için de önemsiyordun…

Bir diğer bakış açısı; saatlerce ve günlerce yapılan antrenmanlar, kas ağrısından uyku tutmayan geceler ve akıtılan ter. Bunu ben başardım. Beni bunlarla anın. Öncem yok. Ben ,başarım ve hedeflerim var. Başkası için yaşadıklarım önemli olmamalı.

İkiside varlık nedenlerimiz. Bir tanesi dününe yüklediği anlam,,, boynuna taktığı madalyayla ilham olacağı birçok insan… Radyodaki programımın bir bölümünde eskrim milli sporcusu Hakan Akkaya konuktu. Anlattığından anladığım kadarıyla senenler önce , Nazmiye Muratlı’nın şampiyon olduğu bir turnuvayı izliyor ve ‘Ben neden yapmayayım’ diyor. O gün aldığı kararla bugün ülkemizin eskirimdeki milli sporcularından oluyor.Hatta bu branşın açılmasa vesile olan sporcu oluyor. Hakan, küçük yaşta elektrik akımına kapılarak iki bacağını diz seviyesinden aldırmak zorunda kalan bir isim. Onu,, bir başka para sporcu bilmeden, görmeden, hatta onun izlediğinden habersiz bir şekilde spor yapmaya teşvik ediyor. Düşünsenize şampiyon olmuşsunuz,,, siz bunun keyfini sürerken, bir başka engelli çocuk senin sayende spora başlıyor.…

Özetlersem ;

Patlayan flaşların, sana dönen kamera merceklerinin, ismini yazan gazete sayfalarının ve senden bahseden radyo programlarının ihtişamına kapılmış ,, ‘sporcu’ birikmesi var. Bir zamanlar herkes için yaptıkları,,, bugün sadece kendilerini tatmin etmek için yapan sporcular. Birden fazla sayabilirim. Ve bu sporcularımızın sayısı artacak. Çünkü popülar kültür bu tip karakterleri sever. Elinde tuttukları onları unutulmayacak yerlere taşıyabilir. Halbuki kazandığını sandığı başarı, rüzgara yakalanmış bir yaprak misali, gücü nispetinde mesafe kat edebilir. Rüzgar kesilince yaprak olduğu yere düşer.

Yüreğe dokunan işlere imza atmak ümidiyle…