‘ENGELLİ’ KELİMESİNE TAKILMADAN YAŞAYABİLMEK …

‘ENGELLİ’ KELİMESİNE TAKILMADAN YAŞAYABİLMEK …

‘Engelli’,,, bu sıfat bir çoğumuzu rahatsız etse de , bazılarımız görmezden gelse de, tırnak içinde sunulmuş hayatımızın olmazsa olmazı. 2013 yılında dönemin Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül tarafından onanan yasayla “87 kanun ve 9 kanun hükmünde kararnameden “sakat, çürük ve özürlü” kelimeleri çıkartıldı. Biraz daha önceye gidersek, rahmetli siyasetçi Büyük Birlik Partisi kurucu başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, 2007 yılında bir önergeyle bu teklifi sunduğunuda biliyoruz. Engelli kelimesini iyi anlatan bir ifadeye denk geldim geçenlerde. ‘İnsanların sağlıklı yaşantısını sürüdürürken görme, işitme,fiziksel ve ruhsal olarak yaşadığı bir durum varsa, bu o insanın yaşamını sürdürmesine ‘engeldir’. Bu kötü bir ifade değildir. İçeriği de budur. Bu engel durumu, yaşadığınız sağlık sorununa göre değişiklik gösterebilir. Kelimelere takılmayalım. İçine yüklenen anlam önemli. Sizin ne düşündüğünüz önemli. Geçtiğimiz yıllarda, dönemin İşitme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Yakup Ümit Kihtir ve futbol milli takım antrenörü Ali Metin hocayla biraradaydık. Ali hocaya liglerine neden ‘ Sağırlar Ligi’ denilmesinden rahatsız olmadıklarını sordum. ( Bana o an öyle gelmişti 😊 ) Biz işitenlerin kulağına biraz sert kaçıyor, yoksa sponsorunuz mu istedi diye sordum. Kendi fikrimce onların bu sıfattan rahatsız olduklarını düşünüyordum. Ama yanıldım. Zira Ali hocaya sorarken başkan Kihtir dudaklarımı okumuş ve konuya dahil olmuştu. Kihtir ‘ Sağır hiç duymayanlara , işitme engelli ise belli seviyede duyanlara denir’ diye ifade etti. Ligin adının ‘Sağırlar Futbol Süper Ligi’ olmasını bizzat federasyonunun isteği olduğunu belirtti.. Yurt dışında da ingilizcesi DEAF, fransızcası SOURD, ispanyolcası SORDO. Biz biraz fazla hissiyatlı yaklaşıyoruz sanırım. Sağır dostlarımız inanın , ne olduklarından ya da kendilerine nasıl hitap edildiğine takılmıyorlar. Belki bu nedenle yaşamlarında daha mutlu ve sportif olarak daha başarılılar. Takılmamak, işimize odaklanmak, mutlu olmak, sadece hedefi, başarıyı düşünmek gerek. Çok düşünerek ‘kendimize engel’ olmayalım…

Engelli Olduğuma Hiç Üzülmedim

Benim sıkca dile getirdiğim, çok da sitem etmememiz gereken bu konuya farklı bir taraftan bakalım. Bir başarı elde ettiğimizde ‘ Neden kimse önemsemiyor, neden basın orada burada yazmıyor çizmiyor, niye bizi kimse görmüyor ? “ diye söylenip dururuz. Öncelikle bunun sadece engelli sporcular için geçerli olmadığını bildiğim için, o gözle anlatacağım. Bir spor gazetesi elinize alıp sayfalarına göz attığınızda, daha net anlayacaksınız. Neredeyse futboldan başka birşey yok. Bunu gazeteciler mi yapıyor. Hayır insanlar bunu istiyor. Yani biz, bizler. O nedenle biz işimize bakacağız. Sporumuzu yaparak her alanda kaliteli işlere imza atacağız. İzleteceğiz kendimizi. Başarılı olacağız, imkanlarımız sınırlı ancak en iyisini yapacağız. Önce kendimiz için başaracağız. Başarımıza biz inanacağız. Bizi izleyen, dinleyen diğer engelli dostlarımıza örnek olacağız. Onların zihinlerindeki soruların yanıtları olacağız. Bu başarıyı, bu mücadeleyi sen verdin, başkasından bir şey beklemeden yoluna devam edeceksin. Zirveye çıkınca Popüler Kültürün kurbanı olmayacaksın. İzleyenler seni çok uzakta bilmeyecek. Ve şunu unutmayacağız ; “Bizim dünyamızda , herkes kendi yaptıklarından mesul değil. Benim elde ettiğim başarı ve mücadele, başka bir engelliyi sokağa çıkarıyor. İçinde umudunu canlı tutmasına destek oluyor. “ Tek değilim, ben de üretebilirim, yapabilirim “ dedirteceksin onlara. Abdullah, Nesim, Bucu, Beytullah, Sevilay, Ebru, Sinem, Hakan, Ayşegül, Cem ve diğerleri. Hepsi farklı branşların altın isimleri. Bu isimlerin hiçbiri bu madalyayı kendisi için kazandığını düşünmüyor. Önce milleti, ailesi, arkadaşları ve aynı kaderi paylaşan diğer isimler için başarıyor, mücadele ediyor. Başarıya ulaşanlar; kendini kabul etmiş, hedefine odaklanmış insanlardır.Ve hepsinin ortak sözü şu ‘ Engelli Olduğuma üzülmüyorum. Bu benim zenginliğim’ ..

Sağlıcakla kalın…